Hangi toplumlarda ve hangi kültürlerde olursa olsun ön yargılı yaklaşımlar, ön yargılı düşünce ve davranışlar o toplumu köreltir, içine kapalı hırçın ve bencil nesillerin yetişmesine sebep olur.
Dar pencerelerden bakanlar ve kalıpsal düşünceler içerisinde olanlar uzakları, enginleri, ufukları, geleceği göremezler. Yeni fikirleri düşman ve kabul edilemez olarak algılayanlar, düşüncelerini taklit yoluyla oluşturanlar her zaman ezikliğe, köleliğe mahkûmdurlar.
Geçmiş tarihlerinin bilgilerini mitolojilerle, menkıbelerle, hikâyelerle oluşturan ve bugünü sadece bu hikâyelerle, kerametlerle yorumlayan bugünün Müslüman mensupları yeni ufuklara yönelik yeni projeleri, yeni fikirleri, yeni hedefleri yok maalesef. Bugünden yarınları düşünmemek yarının hizmetçileri, yarının köleleri olmak anlamına gelmektedir. Geleceğini bugünden şekillendirmemek dün olduğu gibi bugünlerde, özellikle Ortadoğu coğrafyasında olduğu gibi esaret altında, baskı, zulüm ve sömürü altında yaşamak demek.
Hristiyan dünyasına hediye ettiğimiz Kurtuba günlerinden beri İslam adına hiçbir etkinliğimiz, hiçbir önerimiz yok. Müslüman dünyasının bu yakılan/yıkılan medeniyeti/kitapları kurtarmak, yeniden inşa etmek, hayatiyet kazandırmak adına yeniden yapılanması için hiçbir çabası, hiçbir girişimi yok.
Başkalarının iradesi ve keyfi tahakkümleri altında yaşayamayız. Başkalarının yaşama hakkımıza müdahale etmesine izin vermemeliyiz.
Başkalarının İdeolojilerinin esiri olarak yaşamak Müslüman toplumlarının kabul edebileceği bir durum değildir. Hangi zemin ve şartlarda olursak olalım içerisinde bulunduğumuz zamanın ruhunu okuyarak yeni gelecek bilincimizi ve kendi tarihimizi anlatmamız gerekmektedir.
Suskunluğumuzu bozarak çağa ilgisiz/tepkisiz/duyarsız olmadığımızı göstermemiz gerekmektedir.
Irkçı, mezhepçi, klişeci, etiketleştirici, ötekileştirişi yaftalarla/söylemlerle bunu gerçekleştiremeyiz.