Davut Yatkın
Köşe Yazarı
Davut Yatkın
 

Pragmatizme Müslümanlar

  Çıkara dayalı, faydaya dayalı, bencilliklere dayalı yaşam tarzlarımız, yaşam şekillerimiz hayata, olaylara, insanlara, ahlaki değerlerimize, bakış açılarımızı, geleceğe dönük ufkumuza, projelerimize, hedeflerimize olumsuz yönde etki etmekte.          Faydacı (Pragmatik), çıkarcı davranışlarımız belirleyici hale gelince tercihlerimiz siyasi ve insani ilişkilerimiz, ahlaki ilişkilerimiz, kültürel ilişkilerimiz zaafa uğramakta, bütün şahsiyet ve karakterlerimizi anlamsız kılmaktadır.         Hangi toplumlarda olursa olsun, her türlü barbarlık ilahi fıtrata  yabancılaşmakla birlikte başlıyor. Günümüzde ideolojik-araçsal aklın barbarlığı ile karşı karşıya bulunuyoruz.     Faydacılığın, çıkarın, bencilliklerin tercih edildiği, kutsandığı, anlam ufuklarının kaybedildiği toplumlarda, her şey, her tür anlam ve değer araçsallaştırılıyor, metalaştırılıyor, alınıp satılabilir hale getiriliyor.          Bilerek ya da bilmeyerek, kabul ettiğimiz, bayağılıklar, kabalıklar, içimizi karartıcı davranışlar bizleri sıradanlaştırıyor ve sürüleştiriyor.          Bilgiye ve kültüre dayalı konuşmuyoruz. Taşralarda yaşıyor ve kültüre yabancı, sıradan toplumlar gibi davranıyoruz. Ve maalesef höykürmelerden çekinmiyor, utanmıyor patavatsız, pervasız yaşıyoruz.          Kur’an’ın eğittiği, peygamberin yetiştirdiği insan prototipinden fersah fersah uzağız. Modern dünyada örnek, rol model olması gereken Müslümanlar İslami değerleri, barbarca, pervasızca, keyfi davranışlarla istismar edebiliyor. Küçük kapitalist çıkarlar uğruna İslami hassasiyetler, İslami değerler, ahlaki davranışlar kolayca pazara çıkabiliyor. Peygamberi söylemler politik popülizmlerle sınırsızca çıkar sağlama amacıyla heba edilebiliyor.                  Hayatın her alanının, çıkarcı yaklaşımların şekillendiği bir zamanda yaşıyoruz. Prensiplerin, ilkelerin heba edildiği, dava bilincinin kolayca terkedildiği, maskelerin takıldığı, konjonktüre göre şekil değiştirildiği bir zaman da yaşıyoruz.         Dini hayatın, dini hassasiyetin kaygısı duyulmadığı mücahitlerin müteahhit olduğu bir süreç yaşıyoruz. Uhrevi dünya göz ardı edilirken seküler dünya öncelikler arasına girmiştir. Aklın ve bilginin feda edildiği, geleneklerin ve hurafelerin liste başı yaptığı ve bundan gocunmayan, rahatsız olmayan topluluklarla karşı karşıyayız. Hangi çağda ve hangi zamanda olursa olsun hakikatin sesini, bilincini, idrakini güçlendirmek durumundayız. Hakikat mücadelesinden taviz vermemeliyiz. İlkelerimizi, duruşlarımızı, hiçbir yaldızlı süslü sahte dünyalıklara satmamalıyız.                        Bilin ki, dünya hayatı ancak bir oyun, bir eğlence, bir süs, aranızda karşılıklı bir övünme, çok mal ve evlat sahibi olma yarışından ibarettir. (Nihayet hepsi yok olur gider). Tıpkı şöyle: Bir yağmur ki, bitirdiği bitki çiftçilerin hoşuna gider. Sonra kurumaya yüz tutar da sen onu sararmış olarak görürsün. Sonra da çer çöp olur. Ahirette ise (dünyadaki amele göre ya) çetin bir azap ve(ya) Allah’ın mağfiret ve rızası vardır. Dünya hayatı, aldanış metaından başka bir şey değildir. (Hadid Süresi 20)
Ekleme Tarihi: 20 Kasım 2019 - Çarşamba

Pragmatizme Müslümanlar

  Çıkara dayalı, faydaya dayalı, bencilliklere dayalı yaşam tarzlarımız, yaşam şekillerimiz hayata, olaylara, insanlara, ahlaki değerlerimize, bakış açılarımızı, geleceğe dönük ufkumuza, projelerimize, hedeflerimize olumsuz yönde etki etmekte.

 

       Faydacı (Pragmatik), çıkarcı davranışlarımız belirleyici hale gelince tercihlerimiz siyasi ve insani ilişkilerimiz, ahlaki ilişkilerimiz, kültürel ilişkilerimiz zaafa uğramakta, bütün şahsiyet ve karakterlerimizi anlamsız kılmaktadır.

 

      Hangi toplumlarda olursa olsun, her türlü barbarlık ilahi fıtrata 

yabancılaşmakla birlikte başlıyor. Günümüzde ideolojik-araçsal aklın barbarlığı ile karşı karşıya bulunuyoruz.

 

 

Faydacılığın, çıkarın, bencilliklerin tercih edildiği, kutsandığı, anlam ufuklarının kaybedildiği toplumlarda, her şey, her tür anlam ve değer araçsallaştırılıyor, metalaştırılıyor, alınıp satılabilir hale getiriliyor.

 

       Bilerek ya da bilmeyerek, kabul ettiğimiz, bayağılıklar, kabalıklar, içimizi karartıcı davranışlar bizleri sıradanlaştırıyor ve sürüleştiriyor.

 

       Bilgiye ve kültüre dayalı konuşmuyoruz. Taşralarda yaşıyor ve kültüre yabancı, sıradan toplumlar gibi davranıyoruz. Ve maalesef höykürmelerden çekinmiyor, utanmıyor patavatsız, pervasız yaşıyoruz.

 

       Kur’an’ın eğittiği, peygamberin yetiştirdiği insan prototipinden fersah fersah uzağız. Modern dünyada örnek, rol model olması gereken Müslümanlar İslami değerleri, barbarca, pervasızca, keyfi davranışlarla istismar edebiliyor. Küçük kapitalist çıkarlar uğruna İslami hassasiyetler, İslami değerler, ahlaki davranışlar kolayca pazara çıkabiliyor. Peygamberi söylemler politik popülizmlerle sınırsızca çıkar sağlama amacıyla heba edilebiliyor.

 

      

        Hayatın her alanının, çıkarcı yaklaşımların şekillendiği bir zamanda yaşıyoruz. Prensiplerin, ilkelerin heba edildiği, dava bilincinin kolayca terkedildiği, maskelerin takıldığı, konjonktüre göre şekil değiştirildiği bir zaman da yaşıyoruz.

        Dini hayatın, dini hassasiyetin kaygısı duyulmadığı mücahitlerin müteahhit olduğu bir süreç yaşıyoruz. Uhrevi dünya göz ardı edilirken seküler dünya öncelikler arasına girmiştir. Aklın ve bilginin feda edildiği, geleneklerin ve hurafelerin liste başı yaptığı ve bundan gocunmayan, rahatsız olmayan topluluklarla karşı karşıyayız. Hangi çağda ve hangi zamanda olursa olsun hakikatin sesini, bilincini, idrakini güçlendirmek durumundayız. Hakikat mücadelesinden taviz vermemeliyiz. İlkelerimizi, duruşlarımızı, hiçbir yaldızlı süslü sahte dünyalıklara satmamalıyız.

 

 

            

      Bilin ki, dünya hayatı ancak bir oyun, bir eğlence, bir süs, aranızda karşılıklı bir övünme, çok mal ve evlat sahibi olma yarışından ibarettir. (Nihayet hepsi yok olur gider). Tıpkı şöyle: Bir yağmur ki, bitirdiği bitki çiftçilerin hoşuna gider. Sonra kurumaya yüz tutar da sen onu sararmış olarak görürsün. Sonra da çer çöp olur. Ahirette ise (dünyadaki amele göre ya) çetin bir azap ve(ya) Allah’ın mağfiret ve rızası vardır. Dünya hayatı, aldanış metaından başka bir şey değildir. (Hadid Süresi 20)

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve gebzeninsesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.