İçerisinde yaşadığımız zaman diliminde bencilliklerimiz, çıkar ilişkilerimiz, aç gözlülüğümüz bizleri insanlıktan /insanlığımızdan çıkarmaktadır. Gerek kapitalist davranışlarımız gerekse, muhataplarımızla empati kuramayışımız ve eksik ahlaki yaşayışlarımız var olduğumuz süreçte insanlık adına; insani değerler adına bizleri hırçın, hırslı, anlamsız ve gereksiz insanlar haline getirmektedir.
Radikal ve Marjinal düşüncelerimiz, taassup haline getirdiğimiz dini anlayışlarımız bizleri kör ve sağır yapmış bulunmaktadır.
Fikirler, düşünceler, mezhepler, cemaatler, partiler, guruplar üstü düşünmemiz gereken biz Müslümanlar maalesef bu konuda karnemiz zayıflarla doludur ve sınıfta kalmışız. İnsanlık adına ortak iyilerde, ortak değerlerde buluşmamız gerekirken öfkelerimize, taassuplarımıza yenilerek itici/ötekileştirici, hizipleştirici ve dışlayıcı olabiliyoruz. Kendi adımıza Müslümanlar adına özeleştiri yapmaktan şiddetle kaçınıyoruz daha doğrusu korkuyoruz. Yâda işimize gelmiyor. Yüce Rabbimizin Bakara süresi 177’de buyurduğu:
‘’Gerçek erdemlilik, yüzünüzü doğuya veya batıya çevirmeniz değildir; ama gerçek erdem sahibi, Allah’a, ahiret gününe, meleklere, vahye ve peygamberlere inanan, servetini-kendisi için ne kadar kıymetli olsa da-akrabasına, yetimlere, ihtiyaç sahiplerine, yolculara, isteyenlere(yardım eden) ve insanları kölelikten kurtarmaya harcayan; namazında devamlı ve dikkatli olan ve arındırıcı-mali-yükümlülüğünü ifa eden kişidir ve gerçek erdem sahipleri söz verdiklerinde sözlerini tutan, felaket, zorluk ve sıkıntı anlarında sabredenlerdir. İşte onlardır sadakatlerini gösterenler ve işte onlardır Allah’a karşı sorumluluklarının bilincinde olanlar. ‘’ayeti kerimesine yeterince dikkate almıyoruz. İbadetlerimiz konusunda yalnızca Namazlarımızı eda edip, daha doğrusu kendi şahsımız adına yaptığımız ibadet şekli olan ‘Salih amel’ yaparak çok şey yaptığımızı zannediyoruz. ‘Ancak Salihat işleme’, toplumsal iyilik yapma aşamasında, kendi adımıza yapacağımız işler noktasında hiçbir çaba ve endişemiz yok.
Bu ifadelerden hareketle Müslüman olmadan önce insan olmamız gerekmektedir. Gerçek sorumluluk bilincine ulaşarak evrensel bir gereklilik olan insanlığın ortak değerlerinde, ortak iyiliklerinde buluşmamız gerekmektedir. daha çok toplumsal iyilik ve daha çok salihat işlememiz yönde çabalar sarf etmeliyiz.