Türkiye'de yerel yönetimlerin, il, ilçe veya belde fark etmeksizin, bölgesine yapacağı ve toplumu yakından ilgilendiren projelerde halkın katılımını sağlamak en doğru yol olacaktır. Proje yarışmaları düzenlenerek halkın en çok oy verdiği ve beğendiği projelerin hayata geçirilmesi, yerel yönetimlerin halka yakınlığını artıracak ve projelerin kabul görmesini sağlayacaktır.
Belediyelerde, masa başında oturup sahadaki gerçeklerden uzak kararlar veren yöneticiler, projelerin başarısını olumsuz etkileyebiliyor. "Ben bilirim, ben yaparım" edasıyla hareket eden bu yöneticiler yerine, halkın oylarıyla belirlenen projelerin uygulanması, toplumun ihtiyaçlarını daha iyi karşılayacaktır. Bu yaklaşım, halkın katılımını teşvik edecek ve yerel yönetimlerin şeffaflığını artıracaktır.
Dün akşam saatlerinde Gebze Belediyesi'ne ait Güzide Sosyal Tesisleri'nin fiyatlarını paylaştım ve halkın büyük bir çoğunluğunun Tuzla Belediyesi'nin sosyal tesislerini örnek gösterdiğini gözlemledim. Eminim ki bu yorumları Gebze Belediyesi yetkilileri de görüyor ve okuyorlar. Hatta bu konuyu bizzat kendilerine iletenler de var. Gebze Belediye Başkanı Sayın Zinnur Büyükgöz ile de bu konuyu bazı ortamlarda birebirde konuşma fırsatım oldu. Kendisi, ürünlerin kaliteli olduğunu belirtti. Ancak, kaliteli ürünlerin uygun fiyata satılamayacağı anlamına gelmez. Sosyal belediyecilik alanında, açıkça yazıyorum, Gebze Belediyesi sınıfta kaldı ve bu gidişle sınıfı geçecek gibi de görünmüyor.
Sadece Cuma köye yapılan ya da Pelitli mahallesine yapılacak mesire alanları bu sorunu çözmez. Nacizane tavsiyem, Sayın Gebze Belediye Başkanı Zinnur Büyükgöz'e; mahallelere ellerinden geldiğince yatırım yapmalarıdır. Sonuçta bu işten kira bedeli olarak da para kazanıyorsunuz. Kendi konseptinizle oluşturacağınız restoran, kafe ve benzeri yerlerle en azından o bölgedeki piyasa hareketlerini dengelemiş olursunuz.
Bu süreçte belediye meclis üyelerine de büyük görevler düşüyor. Ne var ki, son yıllarda, özellikle Gebze ve benzeri birçok belediyede, meclis üyelerinin halkın sorunlarını gündeme getirme ve çözme konusundaki etkileri giderek azalıyor. Meclis üyeliğinin halk nezdinde eski değerini yitirdiğini ve sorunların belediye meclisinde tartışılmaz hale geldiğini gözlemliyoruz. Bu durum, yerel yönetimlerin halktan uzaklaşmasına ve halkın yöneticilere karşı duyduğu güvenin zedelenmesine yol açıyor.
Bu gidişatın değişmesi gerektiği açıktır. Halkın taleplerini dikkate almayan, onların isteklerini görmezden gelen bir yönetim anlayışı, uzun vadede büyük hayal kırıklıkları doğuracaktır. Sokaklar, halkın nabzını en iyi tutan yerdir ve yöneticiler bu nabza kulak vermelidir. Aksi halde, halktan uzaklaşan yöneticiler, halkın tepkisiyle karşı karşıya kalacak ve bu geri dönüşü zor bir pişmanlık yaratacaktır.
Unutmamak gerekir ki, demokrasinin en temel unsurlarından biri halkın yönetime katılımıdır. Halkın fikirleri ve talepleri, yerel yönetimlerin alacağı kararların temelini oluşturmalıdır. Belediyeler, halktan kopuk bir şekilde hareket ettiğinde, projeler ne kadar büyük veya kapsamlı olursa olsun, halkın gözünde bir değer taşımayacaktır. Bu nedenle, yöneticilere düşen en önemli görev, halkın sesine kulak vermek, onların beklentilerini anlamak ve bu beklentilere uygun projeleri hayata geçirmektir.
Gebze gibi gelişmekte olan ilçelerde, sosyal hayatın canlandırılması, halkın ihtiyaçlarının karşılanması ve daha yaşanabilir bir ortamın oluşturulması için yapılacak her yatırım, belediyenin gelecekteki başarısını belirleyecektir. Halktan kopuk bir yönetim anlayışı, sadece bugünü değil, yarını da kaybetmeye mahkûmdur.
Yöneticilere çağrım, halkın isteklerine kulak vererek, onların ihtiyaçlarını karşılayan, sosyal hayatı canlandıran projeleri hayata geçirmeleridir. Ancak bu şekilde, yerel yönetimler halkın gözünde hak ettiği yeri alacak ve gelecek seçimlerde başarıya ulaşacaktır.