Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş

Allah korkusu olan doktor ve avukatlar yetiştirmeliyiz

Ortaöğretim kurumlarında sürdürülen seçmeli ders uygulamasının üniversitelere de taşınması talebini gündeme taşıyan Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’a destek veren eğitimciler ve ilahiyatçılar, YÖK’e çağrıda bulundu. Her fakülteden ders seçilebilsin Yükseköğretimde seçmeli ders havuzu olması gerektiğini savunan Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Ordu Üniversitesi’nde yaptığı konuşmada, “İlahiyat Fakültesi’ndeki bir öğrencimiz sosyolojiden, edebiyattan, matematikten dersler seçmeli. Tıp Fakültesinden bir öğrencimiz Kur’an-ı Kerim dersini seçsin, Fıkıh dersini seçsin ve öğrensin. Aynı şekilde Hukuk Fakültesi’nde öğrencilerimiz İslam hukukunu seçsin. Bu durum üniversitelerde de oldukça faydalı bir metot olmuş olur” sözlerini sarf etti. İyi bir doktor, çalışkan bir mühendisin eğitim sürecinde dinin gerekliliklerine daha berrak bakabilmesi için seçmeli Kur’an-ı Kerim, Fıkıh, Siyer, İslam Hukuku gibi derslerin gerektiğini vurgulayan eğitimciler, YÖK’ün Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın çağrısına kulak verilmesi gerektiğini söylediler. Kariyerde manevi güç sağlar Tüm İlahiyat Fakülteleri ve Yüksek İslam Enstitüleri Derneği (TİYEMDER) Eski Başkanı Selahattin Yazıcı, Ali Erbaş’ın çağrısını olumlu karşıladıklarını belirtti. Akit’e konuşan TİYEMDER Başkanı Yazıcı, “Fakülte öğrencilerini farklı alanlarda bilgilenmesinin sağlanması ufuk açıcı bir şeydir. Bunun uygulanabilirliğinin YÖK tarafından bir an önce gündeme alınması gerekmektedir” dedi. Yazıcı, “Üniversitede fıkıh eğitimi almış bir doktor, İslam Hukuku dersine girmiş bir avukat, Siyer bilgisini seçmeli dersle artırmış bir mühendis kariyer sürecinde maddi ve manevi bir güç elde etmiş olacaktır. Diyanet İşleri Başkanımızın dediği gibi, bu sayede İlahiyat öğrencileri de sosyoloji, edebiyat, matematik gibi seçmeli dersleri tahsiline eklemiş olacaklardır” diye konuştu. Bu teklif reddedilemez Prof. Dr. Erbaş’ın önerisine itiraz edilebileceğini zannetmediğini dile getiren TİYEMDER Başkanı Yazıcı, şöyle konuştu: “Eğitim kalitesini artırmaya dönük bakış açısıyla hiçbir fikir bu görüşü reddetmeyecektir. Öğrencilerin kendi alanı dahil olmak üzere farklı alanlarda bilgi sahibi olmasına din karşıtlığı ya da İslam’a düşmanlık gerekçesiyle engel çıkarmaya çalışabilirler diye düşünüyorum. Bu da peşin hükümlülüktür. Kaldı ki İslam’a karşı çıkmak için de İslam’ı bilmek gerekiyor. Bu boyutu ile de seçmeli derslerin önemi görülebilir. Üniversitelerimizin ve üniversite öğrencilerimizin kalitesini yükseltecek seçmeli ders teklifini güçlü bir şekilde destekliyoruz.” Ortaöğretim kurumlarında sürdürülen seçmeli ders uygulamasının üniversitelere de taşınması talebini gündeme getiren Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş’a eğitimciler ve ilahiyatçılardan destek geldi. Üniversite öğrencilerinin de, Kur’an-ı Kerim, Fıkıh, Siyer, İslam Hukuku gibi dersleri alması ile Allah korkusu olan doktor ve avukatların yetiştirilmesini vurgulayan eğitimciler, YÖK’ün Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın çağrısına kulak vermesi gerektiğini söylediler.   FETÖ’lerin önü böyle kesilir   Özerk Diyanet Vakıf Çalışanları Birliği Sendikası (Din-Bir-Sen) Genel Başkanı Yusuf Özdemir, üniversitede alınacak dini eğitimin FETÖ gibi örgütlerin musluğunu tamamen keseceğini belirtti. Özdemir, “Nesillerimiz, İslam değerleri üzerinde çocukluğunu geçiren ama gençlik döneminde üniversite boyutuna taşındığı zaman bazı ideolojilerin getirmiş olduğu misyonerlik faaliyetlerinin içinde kalıyor. Bu misyonerlik faaliyetlerinin sonucunda gençler seküler hayata hatta deizm gibi süreçlere kapılıyor. Bu duruma panzehir olarak en azından gençlerin kendi dinini ve maneviyatını öğrenmesini sağlayacaktır seçmeli dersler. Bizler bu hususun gündeme taşınıp gerçekleşmesi hususunda destekliyoruz” ifadelerini kullandı.     Özdemir, şöyle devam etti: “Dini altyapısını eğitim hayatında oluşturan gençler kirli yapıların ağına da takılmayacaktır. FETÖ gibi örgütsel yapıların önünü kapatmış olacaktır seçmeli dini derslerin üniversitelerdeki tüm fakültelerde bulunmasıyla. Dini muhakeme gücü yüksek öğrenciler beyinlerini birilerine kiraya vermez çünkü.” Kaynak: Yeni Akit